2 Ekim 2016 Pazar

EŞKİYA KİTABI YAYINLANDI

EŞKİYA" KİTABI YAYINLANDI
Tarihçi Cezmi YURTSEVER, Eşkiya kitabını yazarken...
-Cumhuriyetin ilk yılarında Kadirli, Andırın ve Kozan  yöresinden yüzlerce silahlı "eşkiyalar" olarak dağa  çıktıklarını öğrendi. Ve bu eşkiyalar Kurtuluş Savaşı günlerinin kahramanları Kuvayı Milliyeci gençler idi.
-Olayların sorumlu İstiklal Mahkemesi Reisi Ali Saip Ursavaş  ve onunla işbirliği yapanlar idi.
-Aynı yıllarda Çukurova bir baştan bir başa yağmalanmıştı.
-Kendi istekleri ile devlete teslim olan eşkiyalar  Adana'ya mahkemeye giderken Tırmıl Höyük'te durdurularak topluca kurşuna dizildi. Bu olay yargısız infazdı.  Yaşanan üzeri örtüldü ve gizlendi.
-Çukurova'nın verimli tarım arazileri toprak ağalarının eline geçti.  Köylüler emek sömürüsü ve zulüm altında köle durumuna düşürüldü.
-Ali Saip'in siyasi kavgası Atatürk'e suikast olayına kadar uzandı.
-Çocuk yaşlarda olayları yaşayan, gözlem yapan Yaşar Kemal, 1950 yılında kasabada toprak ağaları tarafından linç edilerek öldürülmek istendi. Ve Yaşar kemal, olayların hikayesini kurgulayarak "İNCE MEMED" romanını yazdı. Oysa İnce Memed ve 10 eşkiya 1932 yılında Toroslarda öldürülmüştü.
-1960 yılında Kadirli'ye Kaymakam olarak gelen Mehmet Can, çeltik ağaları tarafından Hükümete baskı yapılarak sürgün tayini çıkarıldı.
-Ali Saip'in gasp ettiği Çerkezlerin mirasçısı Kümbetir köyünden Ali Kemal, yaşanan olayları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM)taşıdı. AİHM Türkiye'yi cezalandırdı.
-Olayların tarihi sorumlusu Çapanoğulları'nın Çukurova'nın haracını alma çalışmalarında çok sayıda insanın kelleleri kesildi. Topkapı Sarayı'nın giriş kapısında halka seyr ettirildi.  Kafaları kesilenler arasında Devlet Bahçeli'nin dedeleri de vardı.
-Adana Valisi Abidin Paşa'nın servet avcılığı Çukurova'da 1 milyon dönüm araziye göz dikmesi ve 100 bin dönüm arazi alarak çiftlikler kurmasının perde arkası gelişmeleri
Özetle dünya hayatında halkı ezerek, zulmederek mal ve mülk kavgaları yapanların ibretli hikayeleri bir destan gibi anlatılıyor EŞKİYA kitabında.
.................................................................................
EŞKİYA KİTABINI ALMAK İSTEYENLER İÇİN
-Ekrem Matbaası, Çakmak Caddesi, tahtalı Camisi ara sokak. Tel: 032236301516
-DİYANET VAKFI KİTABEVİ, CEMAL GÜRSEL CADDESİ
- KARAHAN KİTABEVİ, Çakmak Caddesi, Çakmak Plaza, zemin kat
..................................................................
TARİHÇİ CEZMİ YURTSEVER'DEN İMZALI ALMAKİSTEYENLER İÇİN
-Bilgi ve haberleşme: 05325829911

-

25 Kasım 2012 Pazar

serçe kuşları Gözde Ramazanoğlu'nu nasıl yanılttı?


  -Sayın Gözde Ramazanoğlu mesleğinde başarılı bir mimar ve aynı zamanda akademisyendir.
  -Tarihte Adana kitabında Ağca Mescit’in yapılış tarihi giriş kapısı süslemesinde bulunan serçe kuşlarına hayali tarih vererek yapılması görüşlerini ilmi doğru olarak kitabında kullandı.
-Serçe kuşlarına bakarak tarihleme yapılması görüşlerinden dolayı sayın Ramazanoğlu  yanıltılan bir bilim insanı durumuna düştü.
-Ancak Ramazanoğlu’nun hatalı bilgilerde düzeltme yapmayarak görüşlerinde ısrar etmesi de  bilimsel anlayış ters bir durum olarak ortaya çıkıyor.
-Sayın Ramazanoğlu’na çağrıda bulunuyorum: “Serçe kuşlarına bakarak tarihleme hatasını ne zaman düzelteceksin?”…


    Gözde Ramazanoğlu, Adanalı ve Ramazanoğulları ailesinden mimar. Aynı zamanda Çukurova üniversitesinde Mimarlık bölümünde de öğretim üyesi. O’nun Adana tarihine olan ilgisi hem ailesinin kentin tarihi kimliğine olan katkıları ve hem de kendi bilim alanına girmesi ile de açıklanabilir. Ama Sayın Ramazanoğlu’nun  başarısı ise Osmanlı ve Ortaasya Türk mimarisi ile ilgili yaptığı araştırma ve yayınlardır.  Kazakistan’daki Hoca Ahmet Yesevi türbesi ile yaptığı araştırma ve kitap yayını da her türlü övgüye değer bir başarılı çalışmanın sonucudur.

AĞCA MESCİT YAPIM TARİHİNDEKİ HATADA NEDEN ISRAR EDER

Sayın Ramazanoğlu’nun  yazdığı ve 2006 yılında İstanbul’da yayınlanan “Adana’da TarihTarihte Adana” isimli kitabında  Adana’nın kent tarihi hakkında önemli bilgilere yer veriliyor. Kent içinde bulunan tarihi yapıların yapılış tarihleri ve mimari özellikleri hakkındaki bilgiler Osmanlı Arşiv belgeleri ile de desteklenmiş. Başarılı bir çalışma.
    Ancak kitabın içinde 111-113 sayfalarda yer alan Ağcae mescit ile ilgili bilgileri okumaya başladığımda hayretler içinde kaldım.  Sayın Ramazanoğlu Ağca mescit’in giriş kapısını çevreleyen süslemeler içinde yer alan ve kendisine göre”Kuş” oılan ama bir başka ifadeyle”Serçe” kuşu olan görüntüye bakarak Ağca mescit’in tarihi hakkında açıklamalar yapıyor. Bakınız bu konuda sayın Ramazanoğlu’nun açıklamalarına: “ İnşaat kitabesi yoktur. Fakat giriş kapısını çevreleyen bezemelerin arasında bulunan karşılıklı iki kuş figürü ile binanın inşa tarihi hesaplanabilmektedir. Ebced hesabına göre kuş,406 tarihini göstermektedir. (kuş=406) burada karşılıklı iki kuş figürünün işlenmiş olması nedeniyle (406+406=812)  hicri takvime göre 812, miladi 1409 yılında tamamlandığı anlaşılır”…
    Bu bilgilerin yer aldığı kitapta yapılan açıklamalar sayın Gözde Ramazanoğlu’nun kendi bilimsel buluşu değildir. Yıllar öncesi  Adana Müze Müdürü M. Hadi Altay’ın yazdığı “Adım-Adım Çukurova” isimli  kitapta yer alan bilgilerin aynen aktarımıdır.  Müze Müdürü Ağca mescit’in yapılış kitabesini bulamadığı için caminin giriş kapısındaki süslemeler arasında bulunan iki kuş veya serçeye bakarak  Osmanlıca “Kuş” yazmış ve bunun karşılığı ebced hesabı tarihleme uydurmuştur. Halbuki Müze Müdürü kapı süslemelerine biraz dikkatlice bakmış olsaydı çok sayıda çiçek, hatta kertenkele, yaprak şekilleri de görecekti. Müze Müdürü’nün uydurduğu ve hiçbir bilimsel temeli olmayan bilgileri sayın Ramazanoğlu’nun kitabında yer vermiş olması bilimsel hatadır.

AĞCA MESCİT’İN YAPILIŞ PANOSU DEĞİŞTİRİLMİŞTİ

Ağca mescit’teki  yapılış tarihlemesinin bilimsel olmadığı ve değiştirilmesi gerektiği yönünde Adana Valiliği Kültür Müdürlüğüne dilekçe verdim. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne intikal eden dilekçeye cevap verilmesi için Ankara’dan kitabe okuma uzmanları Adana’ya getirildi. Ve kitabe uzmanı Ağca mescit tarihlemesi için “hatalı olduğu” raporuna yer verdi. Adana Vakıflar Bölge Müdürlüğü, istemeye istemeye Ağca mescit’in yapılış tanıtım panosunun değiştirilmesine razı oldu. Hatta Vakıflar İdaresi yeni bir pano konulmasını ağırdan aldı. Pehlivan Reklam ile görüştüm ve yeni bir pano mescit giriş kapısına kondu.
    Ancak geçtiğimiz günlerde (eylül 2012 içinde) Ağca Mescit’e uğradığımda Ağca Mescit giriş kapısına yerleştirilen panonun oradan sökülerek alındığını gördüm. Gazi Paşa Caddesindeki Kitapsan’ın vitrininde Gözde Ramazanoğlu’nun “Tarihte Adana” kitabının yeni baskısını gördüm. Sayfalarını araladım. Yakın zamanda yeniden basılan “Tarihte Adana” kitabında Ağca Mescit ile ilgili “kuş” şekline bakılarak uydurulan bilgilerin aynen yer aldığını gördüm. Ve Gözde Ramazanoğlu adına çok üzüldüm.

    TOPLUMU YANILTMAK DURUMUNDA MISINIZ!

    Sayın Gözde Ramazanoğlu,  “Tarihte Adana” kitabında yer alan Ağca mescit’in yapılış tarihinin 1409 olduğunu kanıtlarla ispatlamak durumundasınız. Veya hatalı olduğunu kabul ederek yapılacak yeni baskılarda değiştirmeniz  gerekecektir. Hatayı bilerek veya bilmeyerek yapmış olabiliriz. Ancak hatada ısrar etmek daha büyük hatalara da sebebiyet vermektir. Bütün bu açıklamalardan sonra sayın Ramazanoğlu’na cevaplaması isteği ile şu soruyu soruyorum: “Ağca mescit’in yapılış tarihi hakkında uydurma bilgileri doğru kabul ederek toplumu yanıltmak durumunda mısınız!”…

28 Ekim 2012 Pazar

ADANA'NIN TARİHİ FOTOĞRAFLARI

1

                                          2
                                       3
                                         4
                                       5
                                          6

24 Ekim 2012 Çarşamba

GÖZDE RAMAZANOĞLU BİLİMSEL HATADA NEDEN ISRAR EDER

Gözde Ramazanoığlu, Adanalı ve Ramazanoğulları ailesinden mimar. Aynı zamanda Çukurova üniversitesinde Mimarlık bölümünde de öğretim üyesi. O’nun Adana tarihine olan ilgisi hem ailesinin kentin tarihi kimlmiğine olan katkıları ve hem de kendi bilim alanına girmesi ile de açıklanabilir. Ama Sayın Ramazanoğlu’nun  başarısı ise Osmanlı ve Ortaasya Tür mimarisi ile ilgili yaptığı araştırma ve yayınlardır.  Kazakistan’daki Hoca Ahmet Yesevi türbesi ile yaptığı araştırma ve kitap yayını da her türlü övgüye değer bir başarılı çalışmanın sonucudur.





AĞCA MESCİT YAPIM TARİHİNDEKİ HATADA NEDEN ISRAR EDER
Sayın Ramazanoğlu’nun  yazdığı ve 2006 yılında İstanbul’da yayınlanan “Adana’da TarihTarihte Adana” isimli kitabında  Adana’nın kent tarihi hakkında önemli bilgilere yer veriliyor. Kent içinde bulunan tarihi yapıların yapılış tarihleri ve mimari özellikleri hakkındaki bilgiler Osmanlı Arşiv belgeleri ile de desteklenmiş. Başarılı bir çalışma.
    An9cak kitabın içinde 111-113 sayfalarda yer alan Ağcae mescit ile ilgili bilgileri okumaya başladığımda hayretler içinde kaldım.  Sayın Ramazanoğlu Ağca mescit’in giriş kapısını çevreleyen süslemeler içinde yer alan ve kendisine göre”Kuş” oılan ama bir başka ifadeyle”Serçe” kuşu olan görüntüye bakarak Ağca mescit’in tarihi hakkında açıklamalar yapıyor. Bakınız bu konuda sayın Ramazanoğlu’nun açıklamalarına: “ İnşaat kitabesi yoktur. Fakat giriş kapısını çevreleyen bezemelerin arasında bulunan karşılıklı iki kuş figürü ile binanın inşa tarihi hesaplanabilmektedir. Ebced hesabına göre kuş,406 tarihini göstermektedir. (kuş=406) burada karşılıklı iki kuş figürünün işlenmiş olması nedeniyle (406+406=812)  hicri takvime göre 812, miladi 1409 yılında tamamlandığı anlaşılır”…
    Bu bilgilerin yer aldığı kitapta yapılan açıklamalar sayın Gözde Ramazanoğlu’nun kendi bilimsel buluşu değildir. Yıllar öncesi  Adana Müze Müdürü M. Hadi Altay’ın yazdığı “Adım-Adım Çukurova” isimli  kitapta yer alan bilgilerin aynen aktarımıdır.  Müze Müdürü Ağca mescit’in yapılış kitabesini bulamadığı için caminin giriş kapısındaki süslemeler arasında bulunan iki kuş veya serçeye bakarak  Osmanlıca “Kuş” yazmış ve bunun karşılığı ebced hesabı tarihleme uydurmuştur. Halbuki Müze Müdürü kapı süslemelerine biraz dikkatlice bakmış olsaydı çok sayıda çiçek, hatta kertenkele, yaprak şekilleri de görecekti. Müze Müdürü’nün uydurduğu ve hiçbir bilimsel temeli olmayan bilgileri sayın Ramazanoğlu’nun kitabında yer vermiş olması bilimsel hatadır.
AĞCA MESCİT’İN YAPILIŞ PANOSU DEĞİŞTİRİLMİŞTİ
Ağca mescit’teki  yapılış tarihlemesinin bilimsel olmadığı ve değiştirdilmesi gerektiği yönünde Adana Valiliği Kültür Müdürlüğüne dilekçe verdim. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne intikal eden dilekçeye cevap verilmesi için Ankara’dan kitabe okuma uzmanları Adana’ya getirildi. Ve kitabe uzmanı Ağca Mescit tarihlemesi için “hatalı olduğu” raporune yer verdi. Adana Vakıflar Bölge Müdürlüğü, istemeye istemeye Ağca mescit’in yapılış tanıtım panosunun değiştirilmesine razı oldu. Hatta Vakıflar İdaresi yeni bir pano konulmasını ağırdan aldı. Pehlivan Reklam ile görüştüm ve yeni bir pano mescit giriş kapısına kondu.
    Ancak geçtiğimiz günlerde (eylül 2012 içinde) Ağca mescit’e uğradığımda Ağca Mescit giriş kapısına yerleştirilen panonun oradan sökülerek alındığını gördüm. Gazi Paşa Caddesindeki Kitapsan’ın vitrininde Gözde Ramazanoğlu’nun “Tarihte Adana” kitabının yeni baskısını gördüm. Sayfalarını araladım. Yakın zamanda yeniden basılan “Tarihte Adana” kitabında Ağca Mescit ile ilgili “kuş” şekline bakılarak uydurulan bilgilerin aynen yer aldığını gördüm. Ve Gözde Ramazanoğlu adına çok üzüldüm.
    TOPLUMU YANILTMAK DURUMUNDA MISINIZ!
    Sayın Gözde Ramazanoğlu,  “Tarihte Adana” kitabında yer alan Ağca mescit’in yapılış tarihinin 1409 olduğunu kanıtlarla ispatlamak durumundasınız. Veya hatalı olduğunu kabul ederek yapılacak yeni baskılarda değiştirmeniz  gerekecektir. Hatayı bilerek veya bilmeyerek yapmış olabiliriz. Ancak hatada ısrar etmek daha büyük hatalara da sebebiyet vermektir. Bütün bu açıklamalardan sonra sayın Ramazanoğlu’na cevaplaması isteği ile şu soruyu soruyorum: “Ağca mescit’in yapılış tarihi hakkında uydurma bilgileri doğru kabul ederek toplumu yanıltmak durumunda mısınız!”…

5 Mart 2011 Cumartesi

KADİRLİ'NİN TARİH SEVGİSİ KİTABI YAYINLANDI

  Kadirlili tarihçi Cezmi YURTSEVER, yıllardır sürdürdüğü Kadirli Tarihi konulu araştırmalarının son kitabı olarak “Kadirli’nin Tarih Sevgisi” konulu kitap yazımını sonuçlandırdığını ve yayın aşamasına getirdiğini açıkladı. Tarihçi YURTSEVER’in Kadirli’nin Tarih Sevgisi” kitap yayını hakkındaki açıklamaları:


“Kadirli’nin tarih ve kültürüne olan ilgi ve yıllar süren araştırmalardan elde edilen bilgi ve belgeler ışığında özellikle gençler için Kadirli Tarihinden ilginç konuları içine alan Kadirli Tarihine Sevgi kitabı hazırlandı ve yayın aşamasına getirildi.
    Kadirli’nin tarihi mirası, kent kültürü ve kimliğinin önemli kaynakları olan olaylar ile ilgili konular seçildi. Fotoğraf ve belgeleri bulundu.  Ve olayların hikayeleri yazıldı.  Kadirli Tarihine olan sevginin ilham kaynağı ise Osmanlı’nın son döneminde Adana Valiliği yapan Cemal Paşa’nın 1909 yılında Kadirliye gelmesi ve Sülemiş eteğinde tarihi Taş köprüyü yaptırmasıdır.  Taşköprü Kadirli tarihinin simgesi durumunda idi. 1954 yılında Savrun taştı ve köprünün 4 ayağı yıkıldı. Yapıldı ve 1961 yılında son kez yıkılarak tarihe karıştı.  Kadirli’de yaşayan ve 60 yaş üzerinde olan hemen nekresin belleğinde Tarihi köprünün görüntüsü canlanır.  Kadirli köprüsü ile ilgili olarak en güzel fotoğraflar Mehmet Karatopak’ın aile Arşivinde çıktı. Köprünün yıkıldığı 1954 yılı Nisan ayı içinde Sülemiş tepesi ve köprünün resimlerini çektiren Mehmet Karatopak, aynı zamanda Batı cephesine de gitmiş “Gazi” idi. Bahsi geçen fotoğrafları koruma altında bulunduran ailesinin belgeleri bana vermiş olması Kadirli Tarihine olan sevgi ve özlem duygularımı canlandırdı.  Kadirli’ye her gidişimde ve Savrun kıyısında yürüdüğümde tarihi Cemal Paşa’nın yaptırdığı TAŞKÖPRÜ’yü hayal ettim.

    BEHİCE BATUR’UN ŞİİRİ KULAKLARIMI ÇINLATMIŞTI

    Kadirli’de yaşanan çocukluk ve ilk eğitim yıllarında Cumhuriyet İlkokulu’nun yakınında Cihangirler mahallesinde bir konakta oturan Behice Batur ve kocası Süleyman Batur tarihi ve milli konulara duyarlı insanlar idi. Süleyman Batur, daktilo ile yazdığı aşiret ve aile hatıralarını bana teslim etmişti. Behice Batur, ne zaman yanına varsam babası Çoban kahyayı ve çetelerin Kadirli’ye giriş olayı anlatmış ve 1943 yılında yazdığı “Kadirli Çeteleri” Şiirini okumuştu.  İlkokul eğitimi esnasında Belediye7nin hoparlöründen Kadirli Çeteleri şiirini okuyan öğrencilerin haykırması yüreklerimizi  titretirdi.

    KUNDURACI ALİ’NİN FOTOĞRAFLARI

    Kadirli’li fotoğraf meraklısı “Kunduracı ali “ lakabı ile de tanınan Ali Mümtaz Sayman her zaman Katsal yaylasındaki evinde ziyaret ettiğim tarih sohbetleri yaptığım  bir insandı. Bana elinde bulunan şiir defterinden yazdıklarını okurdu. Kunduracı Ali’nin  ilk çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren fotoĞraf meraklısı olduğunu öğrendim. Albümünde 1940 ve 50’li yıllara ait siyah beyaz Kadirli şehir fotoğraflarını gördüğümde çok heyecanlandım.  Kunduracı Ali ailesi, rahmetli eşi ve çocukları Şinasi, Bülent, Levent ve diğerleri her zaman saygıda bulundular. Babalarından kalan bilgileri benimle paylaştılar.  Onların bu hareketleri karşısında çok duygulandım.
    Kadirli insanı atalarından devr aldığı tarihi değerlere her zaman sahiplenmiş, bu konularda araştırma yapan bilim adamları, tarihçiler, şairler ve sanatçılara sahip çıkmış, desteklemiştir. Sayın Dr. Hakkı  Sayman’ın  Üniversitede öğrenci iken tarih araştırma yaptığım yıllarda bana ne kadar destek verdiğini zhatırlar ve duygulanırım. Tayyıpzade ailesinden ve de benim İlkokul öğretmenim olan Osman Arıkan’ın Fransız işgalini sınıfta uygulamalı olarak anlatması belki de tarihçi olmamın ilk işaretleri idi.

    KADİRLİ’NİN TARİH SEVGİSİ  kitabını yazma çalışmaları bu duygular sonucu ortaya çıktı. Sel gider kum kalır derler ya! O kum, belki de yaşanan tarihten hatırlananlar ve yaşatılanlardır.

4 Ocak 2011 Salı

FRANSA'NIN ÇUKUROVAYI İŞGAL FOTOĞRAFLARI

                                         
                                         adana Vali Konağı Önü, 1920 yılı
                                        
                                          Fransız gemisi, Mersin limanına yaklaşıyor
                                         
                                          Asker ve Savaş malzemeleri taşıyan gemi Mersin limanında
                                          
                                          Fransız kumandan ve askerler mersin'e çıkarma yapıyor,Aralık 1018
                                        
                                          Fransız askerler Adana istasyonunda törenle karşılanıyor
                                          
                                          Fransız süvari askerleri Adana istasyonunda
                                           
                                          Fransız kumandanlar İskenderun limanında işgali başlatıyor
                                         
                                          Ermeni mülteciler-göçmenler Adana çadır kampında
                                          
                                         Ermeni çadır kampında hayat devam ediyor
                                        
                                            Adana kuru köprü-şehir merkezi
                                          Fransız askerler mersin'de
                                         
                                          Mersin şehrinin görünüşü, 1920
                                          Fransız general Guro, Tarsus'a geliyor,
                                        
                                          Fransız askerler görev başında
                                        
                                          Tekir-Pozantı vadi yamacında siperde bir Fransız askeri
                                         
                                          Binbaşı Menil'in evi-Pozantı
                                         
                                          Belemedik istasyonunda hastahane
                                         
                                         Fransız general Dufyo
                                         
                                         Fransız general Guro'nun karşılanması, Mersin
                                        
                                          Fransız askerler eğitim anında, 1916
                                         
                                         Fransa'nın Kilikya(Çukurova) işgalini Beyrut'tan yöneten General Guro
                                          Fransız askeri karargahı olarak kullanılan Adana Kolordu binası
                                            Fransız askerler Ceyhan nehri kıyısında, Osmaniye
                                                    
                                                   Fransız  albay Bremond , Adana'daki katliamlardan sorumlu
                                                       
                                                       Fransız kumandanın kapısında bekleyen Senegalli asker
                                          
                                           ADANA VALİ KONAĞI
                                        
                                         TÜRKLERİN KURŞUNA DİZİLDİĞİ ADANA ŞEHİR MERKEZİ
                                        
                                         Fransız askerler Seyhpan nehrinde su çarkının (mavra) yanında
                                          Fransız askerler
                                         
                                         Çam dalları ile örtülmüş bir vagonu haberleşme aracı olarak
                                         kullanan Fransızlar
                                         İçki içerek keyif süren Fransız askerler
                                         
                                         Tarsus'ta çocuklmar için açılan bir sergi ve gösteri yeri
                                        
                                          Fransız askerler gezintide
                                          Altta bir Fransız asker tankın yanında, Toprakkale-Osmaniye