27 Eylül 2010 Pazartesi

...KANUNİ'NİN ADANA KANUNLARI...

- Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı'ya bağlanan Adana'nın nüfus ve Tapu Kağıt defterlerini hazırlattı. Defterin baş kısmına "kanunname" adıyla yerel kanunları ekletti.
   - Taşköprü'den geçen insan ve hayvanlardan vergi alınıyordu.




KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN,ADANA İÇİN YEREL ANAYASALAR HAZIRLATTI

     Osmanlı'nın cihan sultanı Kanuni zamanında Adana için yerel özellikler taşıyan Anayasalar hazırlandığı Osmanlı Arşivlerinde yapılan araştırmalar sonrasında ortaya çıkıyor. "Kanunname" adı verilen Anayasalar, yönetim ile halk arasındaki vergi, suç ve cezaları belirliyor.  Devletin dine dayalı merkezi hukuk anlayışı ile yerel gelenekler birleştiriliyor. Adana'ya özgü yasalar ortaya çıkıyor. Bahsi geçen yasalar Tapu- Tahrir defterlerinin baş kısmına yerleştiriliyor. Şu anda Osmanlı Arşivi'ndeki tapu- tahrir defterlerinden 1523, 1536, 1547 yıllarına ait Adana yerel anayasalarının metinlerine ulaşabiliyoruz. 1525 tarihli Tapu defterlerindeki Çukurabad kanunnamesi de Adana için düzenlenmiş kanunları içine alıyor.
     Kanuni çağında Adana şehir merkezinde 28 mahalle bulunuyor. 900 küsür hanenin bulunduğu Adana'nın şehir içi nüfusu da 5.000 civarındadır. Kanuni'nin Bağdat seferinden sonra 1536 yılı güz mevsiminde Adana'ya geldiği, Ramazanoğullarından Adana bey ve paşası Piri Mehmet Paşa'nın saray adı verilen konağında kaldığı da biliniyor.
Adana şehri bağlar, bahçeler, bostanlıklar içinde Tepebağ ve güney eteklerine yerleşmiş, düzgün yeraltı kanalizasyonları, Taşköprü'nün her iki yanındaki hanları, hamamları, nehir üzerindeki değirmenleri ile yaşanabilir, güzel bir şehir görünümündedir. Adana eyaletinin toplam nüfusu 80.000'e ulaşmaktadır. Halkın büyük çoğunluğu da göçebe durumdadır.

TAŞKÖPRÜ'DEN GEÇİŞLER PARALI

     Adana vilayetinin en önemli gelir kaynaklarının başında Taşköprü'den geçen hayvan ve insanlardan alınan paralardır. 1547 tarihli yerel Anayasada bu hususta yapılan açıklamalar şöyle: "Adana Taşköprü'den  şehre satılmaya gelen eşyalardan, geçip giden deve, at, katır, yükünden ikişer akçe, merkep yükünden bir akçe, sürüyle nahar halinde geçen develerden dörder akçe, sürüyle geçen her yüz koyundan on akçe, satılmak üzere getirilen "kul" (esir) ve cariyeden kişi başına dörder akçe, yaylaya ve yayla başından ovaya kışlamak üzere inenlerden herhane başına ikişer akçe alına."
1536 YILI ANAYASASINDAKİ KANUNLAR
Kanuni'nin Adana'ya geldiği yıl düzenlenen 1536 tarihli Adana kanunnamesi metninden ilgi çekici kanunların yer aldığı da ortaya çıkıyor. Örnekler vermek gerekirse:
     -Karaisalı'daki Annahşa kalesinde yaşayan Ermeniler, Gülek geçit yolu üzerinde bulunduklarından, yol bekledikleri, kale hizmetinde bulundukları için hiçbir vergi vermeyeler.
- Çeltik ekilecek tarlaya tohumu devlet vere. Devletin tohum bedeli çıktıktan sonra  üründen 1/10 oranında öşür vergisi alına. Geri kalan ürün (kazanç) ameleler arasında bölüştürülür.
- Kavgada baş yarılırsa suçlu olan 22 akçe vere, bıçakla yaralama olursa 40 Osmanlı akçası d iyet alına.
- Her arı kovanından 2 akçe alına.
- Adana köylerinde pamuk satışı olmaya. Pamuk şehir merkezindeki pamuk pazarına getirile. Her yıl pamuk pazarından 70.000 akçe vergi alına.

KADİRLİ'DE KAVGA EDİLİRSE

     Kanuni çağına ait Tarsus, Sis (Kozan), Karsızülkadriyye (Kadirli) Sancakları içinde yerel anayasalar (kanunnameler) hazırlanmıştır. Osmanlı yönetimi yurttaşlarını tanımak için görev verdiği memurlar aracılığı ile yerleşik veya göçebe toplulukların hane bazında isimlerini, evli olan erkekleri, varsa tımarlı sipahileri, vakıf veya mülk arazileri, yöneticilerin elinde bulunan tarlaları, hatta arı kovanlarını, bostanlıklarda yetişen ürünleri değirmenleri bile sayısı alınacak vergi miktarlarına kadar defterlere yazdırılıyor.
1563 yılında tutulan Kars (Kadirli) Sancak defterindeki kanunlardan örnekler vermek gerekirse:
- Eğer bir kişinin atı veya katırı veya öküzü ekine girse, davar başına (sahibine) beş çomak (sopa) vurulur, (Diyet olarak) 5 akça alınır.
- Oğul babasından, baba oğlundan, kardeş kardeşten, erkek evradından, avrat erkeğinden mal çalsa, kadı azarlaya, ağaç (sopa) başına bir akçe alına.
- Eğer bir kişi at çalarsa eli kesile.
- Eğer  bir kişi kavgada birbirine yapışsa, yakasın yırtsa, kadı azarlaya, ceza verilmeye. Eğer birbirinin saçını veya sakalını yolsa, suç işleyen zengin ise 20 akçe alına, fakir ise 12 akçe alına.
- Eğer bir kişi, kaz, ördek, tavuk çalsa kadı azarlaya. İki ağaç vurma cezası karşılığı 1 akçe diyet alına.
- Eğer bir Müslüman zina suçu işlerse evli ve zengin ise 1000 akçaya gücü yetiyorsa 300 akçası alına. Orta halli ise 600 akçaya gücü yetiyorsa 200 akça alına. 400 akçaya gücü yetiyorsa 100 akça ceza alına.
     Çukurova yöresindeki Adana ve Kadirli yerel anayasalarında yer alan kanunları görünce, Osmanlı'nın "kara düzen" bir devlet olmadığı kendi çağına göre "hukuk devleti" olmanın özelliklerini yansıttığı anlaşılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder