29 Eylül 2010 Çarşamba

SAYIN “NECATİ SULTAN” KULAKLARIN ÇINLADI MI!

-Adana Büyükşehir belediye Başkanı Aytaç durak ile tarihci Cezmi YURTSEVER, 9 Ekim 2009 tarihinde Pozantı’daki Tarih toplantısına gitmek üzere birlikte yola çıktılar.
    -Sayın durak, Gülekboğazındaki tarihi yazıtın gözlerden uzak olmasına itiraz etti. Ve kendi görüşlerini açıkladı.
    -Ve Sayın Durak, Necati Sultan’ın gereğini yapması ve sonuçlandırması için Belediye Basın yetkilisine “ADANANIN KURTULUŞU BELGESEL FİLMİNİN HAZIRLANMASI” görevini verdi.
    -Ve Belediye’den şu ana kadar en küçük bir cevap yansıması gelmedi. Başkan’ın verdiği görev bilgisi “Dursuna mı bırakıldı!”.

     Necati Sultan Adana Büyükşehir belediyesi Kültür işlerine bakan sorumlu müdür arkadaşımız. Beyefendi, sevecen ve her zaman yardımcı olan kişiliği ile bir dost ve arkadaş olarak gördüğümüz insan. Kendisini ne zaman görsem “Efendim, buyur” sözcükleri ile karşılaşırım. Ne zaman kapısını çalmış olsak her zaman bizlere yardımcı olur ve yol gösterir. Bu saydıklarım sayın Necati Sultan’ın insan olarak özelikleri.

AYTAÇ DURAK’IN TELEFONU VE VERİLEN MESAJ

9 Ekim 2009 tarihinde  sabah saatlerinde Adana Büyükşehir belediye Başkanı sayın Aytaç durak telefonla eni aradı.  “Hocam, Pozantı Kongresi vesilesi ile bir toplantı varmış, oraya birlikte gidelim, hazır ol” dedi. Ve aynı günü ikindi üzeri saat 16.00 civarında başkanın arabası ile Pozantı’ya doğru gitmeye  başladık.  Sayın Durak Gülekboğazı geçişi esnasında kendisine verdiğim: “Gülekboğazının girişinde ve dere kıyısında bir taş blok üzerinde Latince yazı olan kitabe var. Herkes o yazının Büyük İskender’in Gülek boğazından geçişi ile ilgili olduğu sanır. Ama yazı okunduğunda farklı bir anlam ortaya çıkıyor. Hadrianus döneminde Romalı bir kumandan tarafından yazılmış. Çekirge sürüsünden korunmak üzere tanrının yardımını isteyen kumandan şükranlarını dile getiriyor”… Bu açıklamalardan sonra bahsi geçen yazının Roma imparatoru Hadrianus zamanında yazılmış olduğu ve taş kitabenin üzerinde de şu yazıların yazıldığı bilgilerine ulaştım arşivlerden: “
     Ey Argos;u öldüren Mercurius Asası güçlü tanrılar ulağı,
çekirge bulutunu kaldır.Kutsal değneğinle halkların,
yörelerin üstünden.Heykelin var ya bu yerde,
Ekinler ürün versin diye,Sağaltıp kurtarman için,
Bu yerleri,soyları.İyilik et, yumuşa.”
    Gülekboğazı hakkındaki verdiğim bilgilerden sonra sayın Durak: “Hocam benim yaşım müsaittir, Çekirge sürüsünün  insan hayatına ne kadar zarar verdiğini çok iyi bilirim. Gökyüzünü çekirgeler istila ederdi. Tarlada ekin bırakmazdı. Köylüler çok zorda kalırdı, çekirge istilasından… Benim  görüşlerimi alsalardı Gülekboğazı ile ilgili yazılı taşı öyle derenin içinde hiç kimsenin göremiyeceği yerde saklanmış durumda bırakmazdım. Ana yolu taşın yanından geçirir, bir cep açarak herkesin görmesini sağlardım. Tarihi eseri korumak ve tanıtmak lazım”. Bu konuşmalardan elde ettiğim kanaat ise “ Adana Büyükşehir belediye Başkanı Aytaç durak’ın kent tarihine ve kültürüne olan yakın ilgisi ve yeni elde ettiği bilgileri can kulağı ile dinleyerek anında projeye dönüştürmesi özelliğinin olması idi”.

     POZANTI KONFERANSINI BİRLİKTE DİNLEDİK …

     Pozantı’ya akşamüzeri saat 17 gibi vardık. Belediye Başkanı Mustafa Çay , öğretmenler, öğrenciler, halk karşıladı. Sonra toplantı salonuna geçildi. Türk Tarih kurumundan hocalar gelmişlerdi konuşmak için. Prof.  Cezmi Eraslan ve arkadaşları kürsüde yerlerini aldılar.  Pozantı’da gerçekleşen 5 Ağustos 1920 ve 8 Ekim 1920 tarihli kongrelerin önemi üzerinde durdular. Çukurova mili mücadelesinde  Pozantı’da gerçekleşen Kongrelerin kuvayı milliye ruhunu ateşlediği ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Pozantı’da yaptıkları çalışmalar ve konuşmaların önemi üzerinde duruldu.
     Sayın Durak ile birlikte toplantıdan ayrıldık ve Adana’ya dönmek üzere otoyoldan Tekir’e doğru gitmeye başladık.  Bu esnada sayın Durak’ın : “Hocam, 5 Ocak Adana’nın kurtuluş günü yakın. Adanamız için en güzel ne yapabilirim hangi farklı bilgiyi alabilirim ümidiyle gelmiştim Pozantı’ya. Sizce bu toplantıda çıkan en önemli sonuç nedir?
    Bu görüşün dile getirilmesi üzerine: “-Sayın Başkanım, bilirsiniz ki Adananın kurtuluş gününü yansıtan bir belgesel film yok. Şimdi okullarda yüzbinlerce öğrenci ve çok sayıda insan o günlerin gerçeğini unuttu. Heyecanlar yok oldu. Göstermelik törenler de ilgi  çekmiyor. Kent kültürü, tarihi  ve eğitim ortamında insanların ihtiyaç duyduğu ADANANIN KURTULUŞU BELGESELİNİ veya aynı konuda filmini hazırlamak lazım. Elimizde yeteri kadar  belge var. Sadece bir proje kapsamında bu hazırlamak kalıyor”.
   Sayın Durak: “Hocam yerinde bir görüş. Hemen basından İsmet’i arıyorum. Necati Sultan ile bir araya gelerek çalışmayı sonuçlandırmaları için gerekli görevi veriyorum” dedi. Ve telefonla yanımda İsmet Ramazan Selçuk’u aradı.
     Ve aradan günler geçti. Büyükşehir belediyesinden bana en küçük bir bilgi dönüşümü gelmedi. Amaca Başkan’ın mesajını “Dursun’a” bırakan bir yaklaşım mı oldu! Bu açıklamalardan sonra sayın Necati Sultan kulaklarım çınladı mı!  Sözlerini açıklama durumu hasıl oldu… Laf ola beri gele misali!...
     Ayrıntılar:http://www.cezmiyurtsever.com/.dadır

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder