9 Ekim 2010 Cumartesi

BORÇLAR KARŞILIĞI ADANA’DAN NELER ALABİLİRİZ

-Osmanlı Batılı ülkelere borcunu ödeyemez duruma düştü, 1881 yılında Düyunu Umumiye İdaresi kuruldu.
         -Fransız Papaz-Orientalist ve düyunu umumiye memuru Vital Cuinet Adana’ya geldi. Vilayetin ekonomik kaynaklarını araştırdı.
         -Ve batılı alacaklı ülkeler, madenlere, tarım arazilerine, gümrük vergilerine el koydular.
         -Ramazanoğullarının vakıf arazilerinin bir kısmı Fransızların eline geçti.

         Çukurova'ya sahiplenmek isteyenler biraz daha ileri giderek 1880'li yıllarda asıl mesleği kilise papazlığı olan Vital CUİNET'i, Anadolu'ya, bu arada Çukurova' ya gönderdiler. Cuinet, Adana'nın tarihini, coğrafyasını, ekonomik zenginliklerini araştırdı. Sis'teki Ermeni kilisesine uğradı. Adana ili şehir kaza ve köylerinin nüfus dağılımlarını Ermeni kilisesinden aldı.3
         Cuinet, Adana vilayetinin toplam nüfusunu 403.000 küsur olarak gösterdi. Bu nüfusun 158.000'i, %-39.6'sı Müslüman... 173.000'i, %-43'ü Hıristiyan... 72.000'i de dini bilinmeyenler grubuna dahil edilen Çingene, Nusayri, Tahtacı ve Fellahlardan meydana geliyordu. Osmanlı tebası Türkler'in toplam sayısı ise 93.000, toplam nüfusun %-23'ü olarak gösterildi. Müslümanlar, kendi içle­rinde Çerkezler, Türkmenler, Kürtler, Araplar olarak etnik gruplara ayrıl­mıştı.
         Cuinet'in verdiği rakamlara göre Hıristiyanlar içinde en kalabalık toplu­luk olan Ermeniler'in sayısı 96.000'i buluyordu.
Cuinet, Adana vilayetinin nüfus yapısını Ermeni kilisesinden aldığı rakamlar­la değiştirmişti. Aslında 1880'li yıllarda Osmanlı yönetiminim tuttuğu Salna­me (yıllık) kitaplarında vilayetin toplam nüfusu 400.000 civarında gösterili­yor, 341.000'i bulan Müslümanlar (Türkler) %-86'lık bir çoğunluğa ulaşıyordu.
         Osmanlı'nın devlet olarak yaptıkları ne olursa olsun, tarihin, toplumsal yapının gerçekleri nasıl anlaşılırsa anlaşılsın Çukurova'ya sahiplenmek iste­yenlerin nazarında sadece kendi bakış açıları ve çıkarları önemliydi.
         Adana şehir merkezinde TEPEBAG semtinde Amerikalılar Misyoner Okulu açma çalışmalarını 1880'lerde hızlandırdılar. Aynı yıllarda Hıristiyanların yaşadığı Tarsus'ta, Ermenilerin yoğun olduğu Torosdağlarının zirvesindeki Haçin'de kızlar için Amerikan Kolejleri açıldı.
         Torosdağlarındaki madenler için batılı şirketler işletme imtiyazları elde ettiler. Bereketli madenleri, Pozantı'nın kromları, Kozandağı'nın gümüş ve kurşun, demir maden yatakları’nın işletilmesi bu şekilde batılı şirketlere verildi.
         1858 yılı ve sonrası çıkarılan Tapu kanunları ile yabancılar ve işbirliği halindeki yerli Hıristiyanlar, Ermeniler, Rumlar toprak satın alabilme hakları­nı elde etmişlerdi. Çukurova'nın her yerinde, sulak araziler Ermeni tefeciler tarafından satın alınıp çiftlikler kurulmaya başlandı. Osmanlı'nın ekonomik çöküşü, ülkeyi bir felaket yerine döndermişti... Ve artık Anadolu ile birlik­te Çukurova'da elden gidiyordu.
         ...UYAN PADİŞAH! SEN DE UYAN!..
         1880 yılında Abidin Paşa, Adana Valiliği görevine başladı. Aslen Prevezeli olan, batı dillerine vakıf ve mevlevi tarikatından Abidin Paşa, Adana'ya geldiğinde yabancı ülkelerin yönlendirdiği tehlikenin farkına vardı. Ceyhan ve Seyhan nehirleri kıyılarında Silifke'nin Tekir yöresinden araziler satın aldı. Abidin Paşa'nın satın aldığı arazilerin miktarı 80.000 dönüme ulaştı. Bir Adana Valisi'nin tarım arazileri satın alması aslında siyasi bir düşün­cenin de sonucu idi. Abidin Paşa, 1880 yılı içinde kısa bir süre Dışişleri Bakanlığı’da yapmış, Batılı ülkelerin Ermeni sorunu konusundaki dayatmala­rına karşı gelmişti. Zamanın Padişahı II. Abdülhamit, Abidin Paşa'yı Adana'ya Vali göreviyle gönderirken "mülkün korunması" görevini vermişti.    
         Çukurova'nın yabancılar tarafından istila ve ele geçirilmesinin yaratacağı tehlikelerin farkına 1890'lı yıllarda varıldı. 1892 yılında Anavarza kalesi civarına küçük bir karakol kuruldu. Burada görevlen­dirilen zabitler, aşiretlerin İlkbahar mevsiminde yaylaya giderken, çalı ve otlara ateş basması ve yakmalarının önüne geçecekti. Askeri amaçlar için gelecek atlara otluk yerler lazımdı. 1894 yılında Karataş sahillerinde Askeri atların bakımı için depolar kuruldu. Bütün bu gelişmeler Padişahın Çukurova’­nın merkezi yerinde geniş bir alanda "devletleştirme" çalışmasını yapacağını gösteriyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder