9 Ekim 2010 Cumartesi

VALİ İLHAN ATIŞ NE DEMEK İSTEDİ!

    -Adana Valisi İlhan ATIŞ, 5 Nisan 2007 günü Adana Edebiyatçılar Festivalinde yaptığı konuşması ile “Nobel Edebiyat ödülü almaktan” övgüyle bahsetti.
    -Söz konusu ödülü alan Orhan Pamuk ise – Türk milletinin tarihi onurunu ayaklar altına alan- konuşmaları ile Ermeni işbirlikçisi olduğunu dünya kamuoyuna açıklamaktan çekinmedi.
   
   

     Geçtiğimiz 5 günü başlayan Adana Edebiyat günleri festivalinin açılışına katılan sayın Adana Valisi İlhan Atış yaptığı konuşma ile izleyenleri şaşırttı.  Öncelikle sayın Vali’nin haber ajanslarına yansıyan konuşmasına bir göz atalım:

     Adana 1. Uluslararası Adana Edebiyat Festivalı başladı. Büyükşehir Belediyesi Altın Koza ve Adana Edebiyat Girişimi'nin birlikte düzenlediği üç günlük etkinliğe yurt içi ve dışında yaklaşık 100 şair, yazar ve eleştirmen katılıyor.

Bu yıl restorasyonu yapılarak ismi Kültür ve Sanat Merkezi olarak değiştirilen Tarihi Kız Lisesi'nde gerçekleştirilen programın açılışında konuşan Vali İlhan Atış, edebiyatın yaşam anlamına geldiğini söyledi. İlki gerçekleştirilen organizasyona gelen davetli sayısının azlığından yakınan Atış, salonda 500'değil en az 5 bin kişinin olmasını beklediğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin edebiyatın nobelini almış bir yazara sahip olduğunu hatırlatan Atış, "Şurası, burası beni ilgilendirmiyor. Önemli bir edebiyat ödülüne sahibiz. Ve şimdi Adana'da herkesin saygıyla selamladığı kişilerin isimleri görüyorum. Öyleyse şu mavi dünyamızda cennet gibi duran Adanamızda bu festivali tertipleyenlere sonsuz saygılar sunuyorum." dedi. Kente gelen konuklara edebiyatın güzelliklerini vereceklerini vurgulayan Atış, organizasyonun daha güçlenerek devam etmesini istedi. (Cihan Haber Ajansı)  05.04.2007 14:24
    Aynı haberi bir başka ajans da şöyle duyurdu kamuoyuna: Türkiye'nin Nobel ödülü almış bir edebiyatçısının olduğunu anlatan Atış, ''Türkiye Cumhuriyeti olarak Nobel Edebiyat ödülünü almış kişiye sahibiz. Kimin aldığıyla da ben çok ilgilenmiyorum. Ancak, önemli olan bu ödülün alınması''diye konuştu.
    Bu açıklamaları ile sayın Vali, Nobel Edebiyat ödülü alan bir Türk yazarının bulunduğunu ve bu durumun Türkiye için sahiplenilmesi gereken başarı olduğunun açıklamasını yapıyor,kamuoyuna. Belki iyi niyetli bir görüş açıklaması olarak da görülebilir Vali’nin konuşması. Ama sayın valinin karşısında duyarlı bir kamuoyu var. Ve Vali’nin yapacağı her konuşmanın sadece kendisinin  değil, devletin seslendirilen görüşleri olduğunu da göz önüne almak gerekir. Bahsi geçen Nobel edebiyat ödülü alan kişi hepimizin bildiği Orhan Pamuk’tur. Ekim 2006 içinde Fransa Parlamlentosunda “Ermeni Soykırımını inkar edenlere ceza verilmesi” yasa tasarısının görüşülmesi ve kabul edilmesi esnasında ve aynı saatlarda Orhan Pamuk’a da Nobel edebiyat ödülünün verilmesi haberi açıklandı dünya kamuoyuna.
 Orhan Pamuk 2005 yılı içinde bir İsviçre dergisine yaptığı açıklaması ile “Bu ülkede 1 milyon Ermeni 30 bin Kürt öldürülmüştür. Bunu sadece ben söyleyebilirim” demişti.
Olayın gelişim süreci de bir hayli düşündürücü idi: Orientalist bakış açısı ile doğunun tarihi ve kültürel değerlerini esas alan romanlar yazan Orhan Pamuk, kendisine göre tabulara dokunan ve sorgulayan  farklı bir kişi idi. Örneğin Kara kitap isimle eserinde Mevlana’nın “parlak delikanlılar ile halvet olmasını” gündeme getirmekten mutluluk duyardı. Bu ve buna benzer sayısız örneklerle doludur romanları. Türk ve İslam dünyasının değerlerine saldırı, sorgulama ve şeytani yorumlar getirme kafaları karıştırma Orientalistlerin temel yaklaşımları idi.  Hepsini bir yana bırakalım Orhan Pamuk’un Nobel edebiyat ödülü alması onun edebiyat alanında dünyaya örnek şahaser eserler vermesi ile mi mümkün olmuştu,yoksa perde arkasında Ermeni soykırım görüşlerini yaygınlaştırmak isteyenlerin özel lobi çalışmaları mı vardı? Bu sorunun cevabını sanırız sayın Vali çok iyi bilir.

    


ADANA VALİLERİNİN KEMİKLERİ SIZLADI!

     Orhan Pamuk’un Nobel edebiyat ödülü almasını bir büyük başarı olarak kabullenen sayı Vali İlhan Atış, özellikle Adana’da görev yapan Valilerin izlemiş olduğu tarihi politikaya da ters düşmüştür.  Adana Valiliğinin yeniden yapılandırılması için 1865 yılında Fırka-i Islahiye ordusu ile Çukurova’ya gelen Derviş Paşa ve Ahmet Cevdet Paşaların çalışmalarındaki temel felsefesi yörenin bir Türk yurdu olarak yeniden reforme edilmesi idi.  Ziya Paşa ve arkasından görev yapan ağabeydin Paşa, Bahri Paşa gibi valiler batının dayatmacı Ermeni sorunu politikalarına karşı olarak önemli çalışmaları uygulamaya koymuşlardı. Özellikle Fransız işgali esnasında Vali Celal Bey’in 1920 yılı içinde gerçekleştirdiği kuvayı milliyeyi destekleyip güçlendirme ve başarılı olma çalışmaları başlı başına destansı bir başarının kahramanlığın ürünü idi.
     Konuya bir başka açıdan baktığımızda Atatürk’ün izlemiş olduğu Milli mücadele olaylarında izlenen politikanın temel felsefesine de aykırı idi ileri sürülen görüşler.
Türk milletinin tarihi onurunu ayaklar altına alınarak –yabancıların desteği ile- alınan ödüller
Alkışlanırsa bu işin sonu nereye varır?
    Bir tarihci olarak özellikle soruyorum: - Vali, basına yansıyan konuşması ile ne demek istedi? 
Not: Önümüzdeki  günlerde Adana Valiliği ve İlhan Atış ile ilgili ayrıntılı bir dosya yayınlayacağım

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder